Vefa hatırayla, vicdanla, değerbilirlikle ilgilidir.
Hemen hepimiz hayatımızın değişik dönemlerinde vefa sözcüğüne karşılık düşen bir olay yaşamış, bir başkasına içinde çokça insan barındıran bu sözcükle ilgili bir anımızı anlatmış, konuşma dinlemişizdir. Vefa denince benim aklıma gelen ilk konuşma Mustafa Kemal Atatürk’ün, 30 ağustos 1924 tarihinde Dumlupınar’da yaptığı konuşmadır. Atatürk, Başkomutanlık Meydan Muhaberesi’ni yönettiği Zafertepe’de halka hitaben yaptığı konuşmasını, “Efendiler! Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum” diyerek şöyle tamamlamıştı:
“Gençler! cesaretimizi destekleyen ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve anlayış ile, insanlık yüksek karakterinin, vatan sevgisinin, düşünce hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. Ey yükselen nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz. Arkadaşlar, bu gazilik ve şehitlik diyarını terk ederken “şehit asker”i hep beraber saygıyla selâmlayalım.”
Biz vefayı, saygıyı Atatürk’ten öğrendik. Yüksek insanlık karakteri… Vatan sevgisi… Düşünce hürriyeti… Cumhuriyet Halk Partisi, Atamızın veciz konuşmasının vücud bulmuş halidir. Büyük Atatürk’ün “Benim iki büyük eserim vardır” dediği partimizi ve Cumhuriyeti yaşatmak ve yükseltmek her ne pahasına olursa olsun yerine getirmemiz gereken bir vefa borcudur.
Ve Vefa Ödülleri adı altında bu sorumluluğu başlatan, sürekli kılan ve siyasette vefanın önemini hissettiren CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığımıza bin teşekkür…
Canan KAFTANCIOĞLU
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı